GAZEL ÖRNEKLERİ
GAZEL |
Günümüz Diline Aktarısı |
Ganîdür ışk ile gönlüm ne mâlüm ne menâlüm var Ne vasl-ı yâra handânam ne hicrândan melâlüm var |
Gönlüm aşk ile zengindir, nemalım ne mülküm var; ne sevgilime kavuşmakla sevinirim, ne ayrı olmaktan üzüntüm var. |
Ne sağ olmak murâdumdur ne ölmekden kaçar cânum
Cihânda hasta-i ışk olalı bir hoşça hâlüm var |
Ne sağ olmayı dilerim, ne de canım ölmekten kaçar; aşk hastası olalı beri dünyada bir hoşça hâl üzreyim. |
Ne meyl-i külbe-i ahzân ne seyr-i sohbet-i yârân Ne ta’n-ı zâhid-i nâdân ne ceng ü ne cidâlüm var |
Ne yaslar evine varırım, ne de dost sohbetine uğrarım; ne cahil sofunun kınaması, ne kavgam ne tartışmam var. |
Ben ol hayrân-ı ışkam ki yitürdüm akl u idrâki Ne âlemden haberdâram ne kendümden hayâlüm var |
Ben o aşk hayranıyım (aşk esrarı ile kendimden geçmişim) ki, aklı ve idraki yitirdim; ne âlemden haberim var, ne de kendi hâlimi göz önüne getirebiliyorum. |
Cihân fânîdür ey Yahyâ Hüve’l-Hayy u Hüve’l-Bâkî Değişmem atlas-ı çarha benüm bir köhne şâlum var |
Dünya ölümlüdür ey Yahyâ, diri olan O’dur, ölümsüz olan O’dur; benim bir atlasım var ki feleğin atlasına değişmem. |
Me fâ î lün / Me fâ î lün / Me fâ î lün / Me fâ î lün .
— — — / . — — — / . — — — / . — — —
TAŞLICALI YAHYÂ
GAZEL |
Günümüz Diline Aktarısı |
Mende Mecnûn’dan füzûn âşıklık isti’dâdı var Âşık-ı sâdık menem Mecnûn’un ancak adı var |
Bende Mecnun’dan daha çok âşıklık yeteneği vardır. Sevgide, sadakat gösteren âşık benim. Mecnun’un ancak adı var. |
N’ola kan tökmekde mâhir olsa çeşmüm merdümi
Nutfe-i Kâbildür ü gamzen kimi üstâdı var |
Gözbebeğimin kan dökmekte usta olduğuna şaşılmaz. O kabiliyetli bir tohumdur ve gamzen gibi bir üstadı vardır. |
Kıl tefâhur kim senün hem var men tek âşıkun
Leyli’nün Mecnûn’ı Şîrîn’’ün eger Ferhâd’ı var |
Eğer Leylâ’nın Mecnun’u Şirin’in Ferhad’ı varsa, senin de benim gibi âşığın olduğu için övünmelisin. |
Ehl-i temkînem meni benzetme ey gül bülbüle Derde yoh sabrı anun her lahza min feryâdı var |
Ey gül! Ben temkinli, sabırlı bir insanım, beni bülbüle benzetme. Onun benim gibi derde sabrı yok, her lâhza bin feryadı vardır. |
Eyle bed-hâlem ki ahvâlüm görende şâd olur Her kimün kim devr cevrinden dil-i nâ-şâdı var |
Halim öyle kötü ki, devrin zulmünden dolayı kimin gönlü mahzun olsa, benim halimi görünce neşelenir (kendi haline şükrederek sevinir). |
Gezme ey gönlüm kuşu gâfil fezâ-yı ışkda Kim bu sahrânun güzer-gehlerde çok sayyâdı var |
Ey gönlümün kuşu! Aşk gögünde gafil uçarak gezme. Çünkü bu sahranın (aşk sahrası) yollarında çok avcısı vardır. |
Ey Fuzûlî ışk men’in kılma nâsihden kabûl Akl tedbîridür ol sanma ki bir bünyâdı var |
Ey Fuzulî! Nasihatçının aşkı engellemesini kabul etme. Onun nasihatı aklın tedbiridir, bir temeli var sanma. |
FUZULİ
Fâ’ i lâ tün / Fâ’ i lâ tün / Fâ’ i lâ tün / Fâ’ i lün
— . — — / — . — — / — . — — / — . — /
GAZEL |
Günümüz Diline Aktarısı |
Fermân-ı ‘aşka cân ile var inkiyâdumuz
Hükm-i kazâya zerre kadar yok ‘inâdumuz |
Aşkın emrine candan teslim olur, boyun eğeriz. Kazânın hükmüne zerre kadar inadımız yoktur. |
Baş egmezüz edâniye dünyâ-yı dûn içün
Allah’adur tevekkülümüz i’timâdumuz |
Bu aşağılık dünya için alçaklara başeğmeyiz. Tevekkülümüz, itimadımız ancak Allah’adır. |
Biz müttekâ-yı zer-keş-i câha tayanmazuz
Hakk’un kemâl-i lutfınadur istinâdumuz |
Biz, mevki ve makamın altın işlemeli yastığına dayanmayız. Allah’ın lutfunun büyüklüğüne, eksiksizliğine dayanır ve güveniriz. |
Zühd ü salâha eylemezüz ilticâ hele
Tutdı egerçi ‘âlem-i kevni fesâdumuz |
Her ne kadar günahlarımız, fenalığımız bütün varlık âlemini kapladıysa da, bunların korkusu ile kendimizi ibadete vermeye, ham sofuluğua sığınmayız. |
Meyden safâ-yı bâtın-ı humdur garaz hemân
Erbâb-ı zâhir anlayamazlar murâdumuz |
Şaraptan maksat, şarap küpünün içinin saflığı, temizliğidir; dış görünüşe bakıp da hüküm verenler, bizim istediğimiz şeyi anlayamazlar. |
Minnet Hudâ’ya devlet-i dünyâ fenâ bulur
Bâkî kalur sahîfe-i ‘âlemde adumuz BAKİ |
Dünyanın zenginliği ve mutluluğu yok olup gider. Allah’a şükürler olsun ki, bu âlem sayfasında adımız sonsuza kadar kalır. |
Mef’ û lü / Fâ’ i lâ tü / Me fâ’ î lü / Fa’ i lün
— — . / — . — . / . — — . / . . —
GAZEL
Bir güneş yüzlü melek gördüm ki âlem mâhıdur Ol kara sünbülleri âşıklarınuñ âhıdur |
Bir güneş yüzlü melek gördüm kicihan onun ayıdır. O kara sümbülleri (saç değil) âşıklarının ahıdır. |
Kareler geymiş meh-i tâbân gibi ol sevr-i nâz
Mülk-i Efrengüñ meger kim hüsn içinde şâhıdur |
O nazlı servi parıldayan bir ay gibikaralar giymiş, sanki güzellikte Frenk ülkesinin padişahıdır. |
‘Ukde-i zünnârına her kimse kim dil baglamaz
Ehl-i îmân olmaz ol âşıklaruñ güm râhıdur |
Zünnarının düğümüne gönül bağlamayan kimse iman ehli olamaz; o, âşıkların yoldan çıkmışıdır. |
Gamzesi öldürdügine lebleri cânlar virür Var ise ol rûh-bahşuñ dîn-i Îsâ râhıdur |
Gamzesinin öldürdüğüne dudaklarıcanlar verir. Galiba o canbahşedicinin yolu İsa’nın dinidir. |
‘Avniyâ kılma gümân kim saña râm ola nigâr Sen Sitanbul şâhısın ol Kalatanuñ şâhıdur |
Ey Avnî! Sevgilinin sana ram olacağını sanma. Sen İstanbul padişahısın, o Galata’nın şahıdır. |
AVNİ (FATİH SULTAN MEHMET)
GAZEL
Zihî devlet ki gölerüm yüzünden oldı nûrânî Visâlün lutf idüp savdı başumdan girü hicrânı |
Yüzünden gözlerim nurlandı, vuslatın lütfedip başımdan ayrılığı yine uzaklaştırdı, bu ne güzel bir mutluluktur. |
Severem seni can bigi hatâ didüm maâza’llah Ne mikdârı ola cânun ki benzedem sana cânı |
Seni can gibi severim, yanlış dedim; Allah korusun, canın ne değeri olur ki canı sana benzeteyim. |
Yüce boyun kılur bende çemende serv-i âzâdı Yüzün mihri ider tâban felekde mâh-ı tâbânı |
Yüce boyun çimenlikte uzun serviyi kendine kul eder; yüzünün güneşi de gökte parlak ayı aydınlatır. |
Eğer emseyidi senün leb-i la’lünden İskender
Niderdi isteyüp bunca cihânda âb-ı hayvânı |
Senin kırmızı dudağını eğer İskender emseydi, dünyada abıhayatı bu kadar arayıp da ne yapardı. |
Eğerçi cem’e şem’ isen beğüm her cem’ arasında
Perîşan kılma saçunı esirge ben perîşânı |
Beğim, her ne kadar (sohbet)toplantısına mum isen de, hertopluluk arasında saçını dağıtma, benim gibi perişan koru. |
Bugün çün hüsn devrânı senündür eyü ad ile Süre gör devr-i hüsnüni ki geçer hüsn devrânı |
Mademki bugün güzellik çağı senindir, güzelliğinin çağını iyi ad ile geçirmeye bak, çünkü güzellik çağı (çabuk) geçer. |
Cemâlün iy büt-i Çînî cihânı dutdı ser-tâ-ser Nite kim Rûm ilin şi’riyle bugün dutdı Dehhânî |
Ey Çinli put (gibi güzel), güzelliğin dünyayı baştan başa kapladı, nitekim Dehhânî de bugün şiiriyle Anadolu’yu tutmuştur. |